28 Nisan 2008 Pazartesi

Demirci Mehmet Efe ile Çal’lı Necip Bey

………………………………………. 
Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi ile görüşen Müftü Efendi, sırasıyla Mutasarrıf Faik Bey (Öztrak) ve Kalem Reisi Tevfik Bey’le de görüşüp onların desteğini aldıktan sonra Çal’a döner. 
Çal’ın ileri gelenleri ile yaptığı toplantıda bir ahitname yazıp orada bulunanlara imzalatır . 
Bu ahitname şöyledir:

“AŞAĞIDA İSİMLERİ YAZILI OLAN BİZLER, CÜMLEMİZ, VATANIMIZI VE NAMUSUMUZU KORUMAK İÇİN SİZE KATILMAYA SÖZ VERİYORUZ. BUNA DAİR HANGİ HUSUSTA EMİR VERİLİRSE YERİNE GETİRMEYE AMADEYİZ. EĞER MUHALEFET OLUNURSA, KENDİMİZİ VE KATLİMİZİ HELAL EDERİZ. 15 TEMMUZ 1919” 

Heyet-i Milliye Azaları :

Necip Bey, Emin Efendi, Şakir Ağa, Şakir Efendi, Karayazılı Abdullah Efendi, Ağazade Ahmet, Necip Efendi, Alanyalı İzzet Efendi, Arap Mehmetzade, Hacı Ahmet Efendi, Ahmetzade Osman Efendi, Hacı Mustafazade Tevfik Efendi, Hacı Mehmet Ağazade Zekeriya Efendi, Abdurrahmanzade Sadık Efendi, Ahmet Ağazade Derviş Efendi , Zeybekzade Ali Ağa , İbrahim Çavuş , Ahmet Çavuşzade Hüseyin , Bekir Ağaoğulları Mustafa, 
Rıza Efendi

……………………“Umurlu’nun yakılmasından bir gün sonra, Köşk’te, 150 kişi ile , cephede görev aldık . Bu sayıyı bir süre sonra 300 kişiye çıkararak bu cephede mücadeleye başladık .”“Bu faaliyetler boşa gitmedi. 
Eşraf nüfuzunu istimal etti. Her türlü fedakârlık gösterildi. Asker ve zaruri malzemeler gönderildi. Böylece cephelerimiz sağlamlaştı. Bilahare cepheyi yavaş yavaş geri alıp Çal’da Ortaköy ile Medele’de Aydın Efeleri ile cephe tuttuk.

Demirci Mehmet Efe ile Çal’lı Necip Bey’in istişare ederek benim Çal merkezde bulunmamın daha yararlı olacağı sonucuna varmaları üzerine ben Çal’a döndüm. 
O sırada Çal’da tebdil-i havada bulunan, Çallı 14.Fırka Kumandanı Etem Bey’den (Karabudak) , bu hizmette çalışmasını rica ettim .Etem Bey teklifimi kabul edince tevellüt itibariyle bütün Çal efradını askere davet ettim . 
Bir kısmını da Etem Bey’e teslim ettim. Harbin sonuna kadar Çal efradı, Milli Mücadele’ye iştirak etti.

Özellikle ahitnamede ismi geçen Necip Bey, merkezde ve köylerde son derece yararlı işler gördü. Velhasıl bu ahitname münderecatı gerek merkezde, gerek cephede bulunan efradımızı mücadelenin sonuna kadar uğraştırdı. 
Bu durumu Ali İhsan Paşa (Sabis) ve zaman zaman Çal’a gelen Fahrettin Paşa (Altay) ile Refet Paşa (Bele) görüp takdir etmişlerdir .”

Kaynak : http://www.uydukurdu.com/forum/archive/index.php/index.php/denizlinin_en_eski_ilcelerinden_cal_ilcesi-t87426.html ……………………………………………………………………………………………………………………… Kalem Reisi Tevfik Bey'i ziyaret ettim. Bu sevimli komutan bana:"Ey hocam! Bu iş senin gibi hocalara ve benim gibi ihtiyarlara mı kaldı?" diyerek önce biraz latife etti. 
Kendisine Müfti Efendi ve Mutasarrıf Beyle görüştüğümü ve hazırlığımı anlattım. 
Yapacağımız hareket planına her ikisinin de razı olduğunu beyan ettim. Fevkalade sevindi. 
Mevzu etrafında bazı esaslar görüşerek hemen planımız mucibince harekete geçmek üzere vedalaştık. Müftü Ahmet Hulusi Efendi ile de görüştüm, vaziyeti anlattım. O da ferahladı. 
Çal'daki hazırlığımı da öğrenince "Sen doğru Çal'a git. Hazırlığını şümullendir. Bir iki güne kadar biz de burada hazırlığımızı tamamlıyalım. Sana haber verince hemen yola çık" diye beni uğurladı. Ben de vaziyetten memnundum. Hemen Çal'a geldim. Atımdan inmeden doğru hükümet önüne geldim. Orada merhum Necip Bey'le karşılaştım. O da evvelce muhalefetine rağmen benim Denizli seyahatimi uzaktan kritik ettirerek işin ehemmiyetini idrak etmiş olduğu için bana: 
"Emrinize âmâdeyiz. Buyurunuz!" dedi. Zira muhalefeti bilhassa şahsı için zararlı olacaktı. Çünkü ben efelerle de görüşerek bunların muhalefeti halinde yapılacak işi tasarlamıştım…" (13). ........................................................................................... 



27 Nisan 2008 Pazar

Vatan Sana Minnettar - Dünya Atatürk Yılı

“ Uluslar arası Anlayış ve Barış Yolunda Çaba Harcamış Üstün Bir Kişi, Olağanüstü Bir Devrimci, Sömürgecilik ve Emperyalizme Karşı Savaşan İlk Lider, İnsan Haklarına Saygılı, Dünya Barışının Öncüsü, İnsanlar arasında Renk, Din, Irk Ayrımı Gözetmeyen Eşsiz Devlet Adamı, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu…"
- “ UNESCO KARARI 1979 - ( Doğumunun 100. yılında 1981 yılını “ Dünya Atatürk Yılı “ olarak, Atatürk’ün tüm dünyada anılması amaciyle 156 ülkenin katılımıyla gerçekleşen toplantısında oy birliği ile alınan karar). 

Yüce Ata, vatan sana minnettardır.İdeallerin ve ilkelerin sonsuza değin yaşatılacaktır. 
Bilincimiz, belleğimiz ve anılarımızda hep varsın ve var olmaya da devam edeceksin.